İçeriğe geç

Mens Dönemi (Adet Dönemi)

mens-donemi

Görülen ilk adet kanamasından (MENARŞ)  son adet kanamasına (MENOPOZ) kadarki üremeye yönelik her ay tekrarlayan hormonal değişiklik ve adet kanaması ile karakterize, özellikle genital sistem olmak üzere tüm organizmayı etkileyen siklik değişikliklere menstrüel siklus denir. Her ay tekrarlayan yaklaşık 28 günde bir olan mens dönemi, dört dönem ile karakterizedir.

Mens Dönemi Aşamaları

  1. Mens dönemi kanama aşaması: Ortalama 5 gün
  2. Folliküler faz (proliferasyon) : Menstrüel kanama sonrası başlar, yumurtaların  gelişim dönemidir. Ayrıca   endometrium (rahimin iç tabakası) hücrelerinin çoğalıması (proliferasyon) söz konusudur. Bu dönemde bütün vücut üreme için hazırlık aşamasındadır.
  3. Periovulatuar faz: Yumurtlamanın (Ovulasyon) olduğu dönemdir.Bu dönemde spermlerin kolayca rahim ve tüplerden geçip yumurtalara ulaşabilmesi için vajenden salınan salgılar artar ve daha akışkan hal alır. Cinsel istekte artış gözlenir.
  4. Luteal faz (sekresyon fazı):Yumurtlama (ovulasyon ) sonrası yumurtanın çatlayıp korpus lutema dönüşüp progesteron salgılaması sonucu endometriumun (rahim iç tabakası) kalınlaşması ile karakterizedir. Bu dönemde rahimde büyüme, vücutta şişkinlik ve göğüslerde hassasiyet, ağrı olur.

Mens dönemi için birinci gün olarak menstürasyon kanamasının başlangıç günü kabul edilir. Adet siklusu ya da adet dönemi denildiğinde bir adet kanamasının ilk gününden bir sonraki adet kanamasının ilk gününe kadar geçen süre kastedilir. Adet dönemi denildiğinde kanamalı olan süre ya da kanamasız olan süre anlaşılmaz. Menstrüel siklus ortalama 28 gündür. Bu, 7gün eksik veya fazla olabilir , 21-35 gün arasında seyredebilir. Adet kanaması yaklaşık 5 gün sürer. Bu kişiden kişye değişmekle birlikte bazılarında 2 gün bazılarında ise 8 güne kadar uzayabilir. Bir adet döneminde kaybedilen kan miktarı ise yaklaşık 30ml (20-80ml) kadardır.

Adet siklusu beyin-yumurtalıklar-rahim sistemi tarafından kontrol edilen karmaşık bir döngüdür. Adet düzenini anlamak için yumurtaların anne karnından menopoza kadarki süreçte nasıl geliştiğini ve milyonlarca yumurtanın hangi aşamalardan geçtiğini ve nihayet sayılarının giderek tükenip menopoza giriş süreci hakkında biraz bilgi sahibi olmak gerekir. Yumurtalıklar içerisindeki yumurtaların gelişimi ilk olarak (kız bebek anne karnındayken) fetal hayatın 3. haftasında başlar. Beşinci gebelik haftasından itibaren mitoz bölünmeyle çoğalırlar, 5-6. gebelik aylarındabu ilk yumurtalar 6-7 milyona ulaşır. Daha sonra atreziye uğrayarak sayıları azalmaya başlar ve doğumda 2 milyona düşer.Yaşam boyunca oosit (yumurtahücresi) sayısı devamlı azalma gösterir. Puberte (ergenlik) döneminde 300-400bin kadar oosit bulunur. Üreme çağı boyunca bir bayanda bunlardan da ancak 300-400 kadarı olgunlaşabilir. Ergenlikte artmaya başlayan hormonların etkisiyle  her ay yumurtalıkların içindeki 20-30 kadar yumurta gelişmeye başlar. Bu yumurta hücreleri yumurtalıklarda içi su dolu minik keseciklerin (follikül) içerisinde bulunmaktadır. Bu yumurtalardan bir tanesi dominans kazanır ve diğer yumurtaların büyümesini engeller. (Böylece çoğul gebelik engellenmiş olur). Belirli bir büyüklük ve olgunluğa erişen yumurta yine beyinden salınan bazı hormonların etkisiyle içinde bulunduğu su keseciğinin çatlamasıyla dışarı atılır ve yumurtlama gerçekleşir.

Adet Döngüsünde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Mens dönemi ilk aşamasında beyinde hipotalamusdan (Gonadotropin releasinghormone, GnRH) salgılanır. Bu da  yine beyindeki hipofiz bezini uyarır ve hipofizden (Follicle Stimulating Hormone, FSH) salgılanmasını başlatır. Her adetdöneminde, FSH yumurtalıktaki yumurtaları uyarır ve yumurtalar büyümeye başlar ve burada östrojen adı verilen kadınlık hormonunu salgılanır. Östrojen de rahimin içini döşeyen endometrium adı verien  tabakayı kalınlaştırır. Bu tabakanın görevi gebelik olduğunda embriyonun yerleşmesi için yataklık etmektir, endometrium kalınlaştıkça kanama da azalır ve kesilir. Yumurtalar büyümeye devam ederken bunlardan bir tanesi seçilerek baskın hale gelir diğer yumurtalar artık daha fazla büyümezler ve gerilemeye başlarlar. Bu olay siklusun 5-7. günlerinde gerçekleşmektedir. Seçilen yumurta büyümeye devam ederken kan östrojen düzeyi200 pg/mL üzerine çıkıp yaklaşık 50 saat bu düzeyde kadığında hipofiz bezini uyararak luteinize edici hormon (LH) salgılanmasını başlatır. LH miktarlarıkanda hızla yükselir ve daha sonra hızla düşer. Buna LH piki adı verilir ve bu olay yumurtlama olmasını sağlar. LH pikinden 34-36 saat sonra ovulasyon yumurtlama (çatlama) gerçekleşir ve yumurta hücresi yumurtalık dışına atılır. Atılan buyumurta hemen tüp tarafından yakalanır. Ovülasyondan sonra yumurtalık içinde çatlayan yumurtanın yerinde korpus luteum ya da sarı cisim oluşur.Temel görevi progesteron salgılamaktır, corpus luteum gebelik olmazsa ovülasyondan 9-11 günsonra hızla küçülmeye başlar, progesteron salgılaması azalır ve 14. günde ömrünü tamamlar ve endometrium dökülür ve adet kanaması başlar. Gebelik olması durumunda ise plasenta kendi progesteronu üretecek hale gelene kadar (yaklaşık 90. gün) hormon salgılamayı sürdürür ve düşük olmasını engeller.  

Çocuk sahibi olamayan kadınların %25′ inde ovulasyon (yumurtlama) düzensizlikleri vardır. Bazal vücut ısısı ölçümü ile yumurtlamanın gerçekleşip, gerçekleşmediği anlaşılabilir. Kadın adet döneminin ilk gününden itibaren her sabah uyandığında derece ile ağızdan vücut ısısını ölçer ve tabloya işler. Yumurtlama gerçekleştikten hemen sonra vücut ısısı 0.5 derece artar. Eğer yumurtlama gerçekleşmezse vücut ısısı değişmez. Kanda veya idrarda Luteinize Edici Hormon (LH) düzeyi belirlenerek de yumurtlamanın olup olmadığı belirlenir. Ayrıca ultrason ile yapılan takipler ile de yumurtalıklardaki folikül gelişimi ve yumurtlamanın olup olmadığı belirlenebilir.

Yumurtlamadaki problemler birçok nedene bağlı olabilir. Diyet, kullanılan ilaçlar ve yaşam tarzı yumurtlamayı etkiler. En sık görülen neden beyin yumurtalık aksının düzenli çalışmamasıdır. Daha nadir olarak yumurtalıkların kendindeki bir problem yumurtlama bozukluklarına neden olur. Yumurtlama gerçekleşmeyen hastalarda ilaç kullanılarak follikül gelişimi ve yumurtlama sağlanır.